1 Ağustos 2009 Cumartesi
Still Human Still Here*
İngiltere'de sığınma talepleri kabul edilmeyen; ancak geri dönemediği için kaçak olarak yaşayan göçmenlere dair fotoğrafçı Abbie Trayler-Smith'in hazırladığı kısa film. Sığınmacı hakları için mücadele eden kuruluşların yapısına değinmeden...
*http://www.stillhuman.org.uk
28 Temmuz 2009 Salı
BUNGUNLUK*
Bungunluk: (isim) Sıkıntı
Bungun: (sıfat) Sıkıntılı
(TDK Türkçe Sözlük,http://www.tdk.org.tr)
Bütün güne yayılmış bir sıkıntı içindeyim. Sıkıntı yerine "bungunluk" demenin daha iyi duracağını öğrendim, en azından "marazlı" olmaktan daha iyidir herhalde. Neyse, uzun sürmemesini umduğumuz bungunluğum bana Pieter Bruegel'in "Körün Kıstası (Parabel van de blinden)**" resmini hatırlattı.
Resmi ilk gördüğümde göğüs kafesimin üzerinde büyük bir ağırlık hissetmiş, nefes almakta zorlanmıştım. Kör birisi tarafından yönlendirilen dört körün çukura yuvarlanırken yüzlerinin aldığı ifadelerden dehşete kapılmıştım. Resim, baktıkça içimde büyümesini önleyemediğim bir bungunluk vermişti ve sanırım bu sıkıntıdan hoşlanmıştım.
Şimdi de benzer şekilde içimde bir sıkıntı beslerken, Majere'nin, keşişlerinin ruhuna dokunuşuna benzer bir dokunuşla ruhum hafifledi.
En azından yarın daha "işlek ve güneşli" olacak.
** Pieter Bruegel, Parabel van de blinden, 1568
Bungun: (sıfat) Sıkıntılı
(TDK Türkçe Sözlük,http://www.tdk.org.tr)
Bütün güne yayılmış bir sıkıntı içindeyim. Sıkıntı yerine "bungunluk" demenin daha iyi duracağını öğrendim, en azından "marazlı" olmaktan daha iyidir herhalde. Neyse, uzun sürmemesini umduğumuz bungunluğum bana Pieter Bruegel'in "Körün Kıstası (Parabel van de blinden)**" resmini hatırlattı.
Resmi ilk gördüğümde göğüs kafesimin üzerinde büyük bir ağırlık hissetmiş, nefes almakta zorlanmıştım. Kör birisi tarafından yönlendirilen dört körün çukura yuvarlanırken yüzlerinin aldığı ifadelerden dehşete kapılmıştım. Resim, baktıkça içimde büyümesini önleyemediğim bir bungunluk vermişti ve sanırım bu sıkıntıdan hoşlanmıştım.
Şimdi de benzer şekilde içimde bir sıkıntı beslerken, Majere'nin, keşişlerinin ruhuna dokunuşuna benzer bir dokunuşla ruhum hafifledi.
En azından yarın daha "işlek ve güneşli" olacak.
** Pieter Bruegel, Parabel van de blinden, 1568
23 Temmuz 2009 Perşembe
Özlem*
Bir gece,
Gecede bir uyku...
Uykunun içinde ben...
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben...
Bir yere gidiyorum,
Delice...
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
Gizlice...
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda...
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce...
*Özdemir Asaf
Gecede bir uyku...
Uykunun içinde ben...
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben...
Bir yere gidiyorum,
Delice...
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
Gizlice...
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda...
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce...
*Özdemir Asaf
15 Temmuz 2009 Çarşamba
When a Man Loves a Woman*
When a Man Loves a Woman
When a man loves a woman
Can't keep his mind on nothing else.
He'll trade the world
For the good thing he's found.
If she's bad he can't see it.
She can do no wrong.
Turn his back on his best friend
If he put her down.
When a man loves a woman.
He spend his very last dime
Tryin' to hold on to what he needs
He'd give up all his comfort
Sleep out in the rain
If she said that's the way it ought to be.
Well, this man loves a woman
I give you everything I had
Tryin' to hold on to your precious love
Baby, please don't treat me bad.
When a man loves a woman
Down deep in his soul.
She can bring him such misery
If she plays him for a fool
He's the last one to know
Lovin' eyes can't never see.
When a man loves a woman
He can do no wrong
He can never want some other girl.
Yes, when a man loves a woman
I know exactly how he feels
'Cause baby, baby, baby, you're my world.
When a man loves a woman...
Percy Sledge
*Percy Sledge
When a man loves a woman
Can't keep his mind on nothing else.
He'll trade the world
For the good thing he's found.
If she's bad he can't see it.
She can do no wrong.
Turn his back on his best friend
If he put her down.
When a man loves a woman.
He spend his very last dime
Tryin' to hold on to what he needs
He'd give up all his comfort
Sleep out in the rain
If she said that's the way it ought to be.
Well, this man loves a woman
I give you everything I had
Tryin' to hold on to your precious love
Baby, please don't treat me bad.
When a man loves a woman
Down deep in his soul.
She can bring him such misery
If she plays him for a fool
He's the last one to know
Lovin' eyes can't never see.
When a man loves a woman
He can do no wrong
He can never want some other girl.
Yes, when a man loves a woman
I know exactly how he feels
'Cause baby, baby, baby, you're my world.
When a man loves a woman...
Percy Sledge
*Percy Sledge
Vera'nın Uykudan Uyanışı*
iskemleler ayakta uyuyor
masa da öyle
serilmiş yatıyor sırtüstü kilim
yummuş nakışlarını
ayna uyuyor
pencerelerin sımsıkı kapalı gözleri
uyuyor sarkıtmış boşluğa bacaklarını balkon
karşı damda bacalar uyuyor
kaldırımda akasyalar da öyle
bulut uyuyor
göğsünde yıldızıyla
evin içinde dışında uykuda aydınlık
uyandın gülüm
iskemleler uyandı
köşeden köşeye koşuştular
masa da öyle
doğrulup oturdu kilim
nakışları açıldı katmer katmer
ayna seher vakti gölü gibi uyandı
açtı kocaman mavi gözlerini pencereler
uyandı balkon
toparladı bacaklarını boşluktan
tüttü karşı damda bacalar
kaldırımlar akasyalar ötüştü
bulut uyandı
attı göğsündeki yıldızı odamıza
evin içinde dışında uyandı aydınlık
doldu saçlarına senin
dolandı çıplak beline ak ayaklarına senin
*Nazım Hikmet Ran
Moskova, 1960
masa da öyle
serilmiş yatıyor sırtüstü kilim
yummuş nakışlarını
ayna uyuyor
pencerelerin sımsıkı kapalı gözleri
uyuyor sarkıtmış boşluğa bacaklarını balkon
karşı damda bacalar uyuyor
kaldırımda akasyalar da öyle
bulut uyuyor
göğsünde yıldızıyla
evin içinde dışında uykuda aydınlık
uyandın gülüm
iskemleler uyandı
köşeden köşeye koşuştular
masa da öyle
doğrulup oturdu kilim
nakışları açıldı katmer katmer
ayna seher vakti gölü gibi uyandı
açtı kocaman mavi gözlerini pencereler
uyandı balkon
toparladı bacaklarını boşluktan
tüttü karşı damda bacalar
kaldırımlar akasyalar ötüştü
bulut uyandı
attı göğsündeki yıldızı odamıza
evin içinde dışında uyandı aydınlık
doldu saçlarına senin
dolandı çıplak beline ak ayaklarına senin
*Nazım Hikmet Ran
Moskova, 1960
30 Haziran 2009 Salı
16 HAZİRAN AKŞAMININ ŞİİRİ*
Hâlâ durur o akşam, belleklerinde,
mayalanır durur, birlikte bakmanın derinliğiyle,
önüne geçilmez coşkusuyla, birlikte yürümenin,
bir ağızdan söylemenin güzelliğiyle bir şarkıyı,
birlikte sahip çıkmanın bir öfkeye
bir hesabı birlikte ödetmenin
"düşen kalır, bırakın ağlamayı"
demenin kutsal ve hüzünlü aleviyle
yaşayıp durur o haziran akşamı.
Birlikte baktılar her şeye,
tek tek bakınca göremedikleri,
içine giremedikleri evlere baktılar,
bir yabancı gibi sığındıkları parklara,
bir ucundan geçip de yalnızlık çektikleri
koca koca alanlara,
tutamadıkları inceliklere baktılar
ellerinin nasırıyla,
kaçırılan değerlere baktılar, korunan bankalara.
Önlerine çıkarılan parmaklıklar
demirden değildi artık,
kendi sesleriyle konuşmuyorlardı
ağızlar karşılarında,
ve yerlerinde başka bir şey
dikilip duruyordu engellerin.
Yani korunan ve kaçırılan neyse
oydu yollarını tıkayan da,
üstlerine çeviren de oydu namluları.
Apaçık gördüler kim neyin hizmetinde,
gördüler kendi eğittikleri demir
düşman edilmiş ellerinin emeğine,
suyuna ter kattıkları çeliğin
gördüler çevrildiğini göğüslerine.
Ürettiği ne varsa, daha özgür,
daha yoğun, daha anlamlı yaşamak için,
esirgendiğini gördüler insandan
ve kavgasız elde edilemeyeceğini hiçbir şeyin.
Birlikte yaratılanı birlikte devşirip
evlerine dönenlerin o haziran akşamı
her sokağa çıkışları bir gerçeği belirtir:
Yaşamın güç ve onurlu kavgasında
omuz omuza olmak verimli bir ırmak gibidir,
yeni tohumlar saçar geçtiği tarlalara,
yürekleri yeni zaferlerle doldurur.
Ve birlikte duyulacak yeni sevinçlere kadar
o haziran akşamı mayalanır durur.
KEMAL ÖZER
*http://www.kemalozer.net/
mayalanır durur, birlikte bakmanın derinliğiyle,
önüne geçilmez coşkusuyla, birlikte yürümenin,
bir ağızdan söylemenin güzelliğiyle bir şarkıyı,
birlikte sahip çıkmanın bir öfkeye
bir hesabı birlikte ödetmenin
"düşen kalır, bırakın ağlamayı"
demenin kutsal ve hüzünlü aleviyle
yaşayıp durur o haziran akşamı.
Birlikte baktılar her şeye,
tek tek bakınca göremedikleri,
içine giremedikleri evlere baktılar,
bir yabancı gibi sığındıkları parklara,
bir ucundan geçip de yalnızlık çektikleri
koca koca alanlara,
tutamadıkları inceliklere baktılar
ellerinin nasırıyla,
kaçırılan değerlere baktılar, korunan bankalara.
Önlerine çıkarılan parmaklıklar
demirden değildi artık,
kendi sesleriyle konuşmuyorlardı
ağızlar karşılarında,
ve yerlerinde başka bir şey
dikilip duruyordu engellerin.
Yani korunan ve kaçırılan neyse
oydu yollarını tıkayan da,
üstlerine çeviren de oydu namluları.
Apaçık gördüler kim neyin hizmetinde,
gördüler kendi eğittikleri demir
düşman edilmiş ellerinin emeğine,
suyuna ter kattıkları çeliğin
gördüler çevrildiğini göğüslerine.
Ürettiği ne varsa, daha özgür,
daha yoğun, daha anlamlı yaşamak için,
esirgendiğini gördüler insandan
ve kavgasız elde edilemeyeceğini hiçbir şeyin.
Birlikte yaratılanı birlikte devşirip
evlerine dönenlerin o haziran akşamı
her sokağa çıkışları bir gerçeği belirtir:
Yaşamın güç ve onurlu kavgasında
omuz omuza olmak verimli bir ırmak gibidir,
yeni tohumlar saçar geçtiği tarlalara,
yürekleri yeni zaferlerle doldurur.
Ve birlikte duyulacak yeni sevinçlere kadar
o haziran akşamı mayalanır durur.
KEMAL ÖZER
*http://www.kemalozer.net/
26 Haziran 2009 Cuma
"Vatandaş Oyunu"
Fotoğraflar, Değişim Atölyesi Oyuncuları'nın 2005-2006 sezonunda sahneledikleri "Vatandaş Oyunu" isimli oyunun galasında çekildi. Çekimlerde, KODAK 400 TMY siyah/beyaz film ile Kodak Ultra Color 400UC renkli film kullanıldı. Fotoğraflar filmlerin taranmasıyla dijital ortama aktarıldı.
"Vatandaş Oyunu" Değişim Atölyesi Oyuncuları
Yazan: Genç Oyuncular
Yöneten: Harun Güzeloğlu
30 Ocak 2009 Cuma
"Moanin'"
Blogun ilk haftasında caz tarihinin en iyi şarkılarından oluşan bir liste oluşturmak istedim, ancak böyle bir liste oluşturmaya çalışmanın beyhude bir çaba olduğunu gördüm. Bu nedenle Blue Note "A Story of Jazz" seçkisinin ilk CD'sini kullanmaya karar vedim. Jazz tarihini kapsamaktan uzak olsa da seçilen şarkıların her birinin mükemmelliği ve performansların ustalığı tartışılmaz sanırım.
Moanin''de Art Blakey'e Benny Golson (t. saxophone), Lee Morgan (trumpet), Bobby Timmons (piano) ve Jymie Merritt (bass)'ten oluşan The Jazz Messengers eşlik ediyor.
"If you simply can only have one Art Blakey and the Jazz Messengers disc (and why would you stop there?), it absolutely must be MOANIN'. This 1958 Blue Note date is the cream of the early Messengers' studio sessions. The group of this period featured the wailing Lee Morgan (trumpet), the swinging Benny Golson (sax) and the soulful Bobby Timmons (piano) with longtime bassist Jymie Merritt by Blakey's side. All of the pieces fell into place here to create one of the most hard-swinging, blues-inflected records in jazz history." cduniverse.com
Moanin''de Art Blakey'e Benny Golson (t. saxophone), Lee Morgan (trumpet), Bobby Timmons (piano) ve Jymie Merritt (bass)'ten oluşan The Jazz Messengers eşlik ediyor.
"If you simply can only have one Art Blakey and the Jazz Messengers disc (and why would you stop there?), it absolutely must be MOANIN'. This 1958 Blue Note date is the cream of the early Messengers' studio sessions. The group of this period featured the wailing Lee Morgan (trumpet), the swinging Benny Golson (sax) and the soulful Bobby Timmons (piano) with longtime bassist Jymie Merritt by Blakey's side. All of the pieces fell into place here to create one of the most hard-swinging, blues-inflected records in jazz history." cduniverse.com
29 Ocak 2009 Perşembe
"Autumn Sonata"
Les Portes De La Nuit (1946)filmi için Joseph Kosma'nın bestelediği ve Jacques Prevert'in sözlerini yazdığı Les Feuilles Mortes (Ölü Yapraklar) şarkısı filmde Yves Montad tarafından selendiriliyor. 1949'da Jonny Mercer tarafından İngilizce'ye çevrilen şarkıyı Jo Stafford, Bing Crosby, Edith Piaf, Artie Shaw, Paul Weston, Nat King Cole, Roger Williams, Oscar Peterson, Chick Corea, Chet Baker, Stan Getz, Diana Krall ve Patricia Kaas gibi bir çok müzisyen yorumladı. Cannonball Adderley'in (Sax.), Miles Davis (Trampet), Sam Jones (D. Bas), Hank Jones (Piano) ve Art Blakey (Davul)ile 1958 yılında yaptığı Somethin' Else albümünde şarkının en iyi enstrümental versiyonlarından birini dinliyoruz. Art Blakey'in eşliğinde Miles Davis trampetiyle büyülüyor.
"When alto saxophonist Cannonball Adderley culled together this quartet, he grabbed three champions from seemingly disparate schools to complement his flinty solos: Miles Davis, the king of cool; Art Blakey, the thundering force of hard bop; Hank Jones, a veteran of swing; and Sam Jones, a versatile bassist adaptable to nearly any setting. The results are one of Blue Note's most beloved albums. The open-ended beauty of "Autumn Leaves," which features Davis beautifully stating the melody on muted trumpet, sounds like it could easily be an outtake from Kind of Blue (which it isn't). The midtempo title track provides the centerpiece of this classic as Adderley echoes Miles's swaggering melody before both unravel wonderful solos. A must-have Blue Note album." John Murph, Amazon.com
"When alto saxophonist Cannonball Adderley culled together this quartet, he grabbed three champions from seemingly disparate schools to complement his flinty solos: Miles Davis, the king of cool; Art Blakey, the thundering force of hard bop; Hank Jones, a veteran of swing; and Sam Jones, a versatile bassist adaptable to nearly any setting. The results are one of Blue Note's most beloved albums. The open-ended beauty of "Autumn Leaves," which features Davis beautifully stating the melody on muted trumpet, sounds like it could easily be an outtake from Kind of Blue (which it isn't). The midtempo title track provides the centerpiece of this classic as Adderley echoes Miles's swaggering melody before both unravel wonderful solos. A must-have Blue Note album." John Murph, Amazon.com
27 Ocak 2009 Salı
My Funny Valentine
"My Funny Valentine"'ın en iyi yorumlarından birisini, Chet Baker'ın sesinden dinledim.
"Trumpeter Chet Baker was and will forever be the poster boy for West Coast cool jazz. His introverted, plaintive tone and relaxed, lyrical style was strikingly different from his fiery contemporaries such as Dizzy Gillespie and Clifford Brown. Baker’s treatment of “My Funny Valentine,” painfully romantic and hauntingly beautiful, thrust him atop the trumpet polls in 1952. His humble interpretation of the melody creates an extraordinarily intimate atmosphere, compelling listeners to hold their breath in fear of creating the slightest disturbance. One of the most captivating and magical ballad performances in all of jazz. " by Matt Leskovic, Music October 24, 07.
"Trumpeter Chet Baker was and will forever be the poster boy for West Coast cool jazz. His introverted, plaintive tone and relaxed, lyrical style was strikingly different from his fiery contemporaries such as Dizzy Gillespie and Clifford Brown. Baker’s treatment of “My Funny Valentine,” painfully romantic and hauntingly beautiful, thrust him atop the trumpet polls in 1952. His humble interpretation of the melody creates an extraordinarily intimate atmosphere, compelling listeners to hold their breath in fear of creating the slightest disturbance. One of the most captivating and magical ballad performances in all of jazz. " by Matt Leskovic, Music October 24, 07.
19 Ocak 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
